Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi, kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için 16 günlük küresel aktivizm kampanyasının bir parçası olarak, “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddete İlişkin İdari Veri Toplama ve Analizi” konulu internet tabanlı uluslararası bir seminer (webinar) düzenlenmiştir. Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi tarafından finanse edilen “Batı Balkanlar ve Türkiye için Yatay Destek 2019-2022" ortak programı kapsamında düzenlenen seminer, Türkiye Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı işbirliğiyle, Avrupa Konseyi tarafından gerçekleştirilmiştir.
Seminer, Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) dahil olmak üzere, Avrupa standartları ile uyumlu olarak kadına yönelik şiddetle ilgili daha iyi veri toplama ihtiyacına ilişkin farkındalığı ve anlayışı artırmayı amaçlamıştır.
Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı Cristian Urse, açılış konuşmasında, “Türkiye, İstanbul Sözleşmesi tarafı olarak, bu alanda Avrupa Konseyi standartlarını karşılamak için önemli adımlar atmıştır” diyerek, veri toplamanın kanıta dayalı politika oluşturmak ve kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddete yönelik etkili bir yanıt için gerekli olduğunun altını çizmiştir.
Avrupa Konseyi Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Yok Edilmesi Konusunda Uzmanlar Grubu (GREVIO), kadınlara yönelik suçları kamuoyunda daha görünür kılmak için gelişmiş veri toplama sistemleri çağrısında bulunmaktadır. GREVIO, Türkiye için tavsiyelerinde, kolluk kuvvetleri, ceza mahkemeleri ve sağlık uzmanları tarafından cinsiyete göre ayrıştırılmış idari veri toplanmasının iyileştirilmesini salık vermektedir. GREVIO, 6284 sayılı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kanunu kapsamında alınan koruyucu ve önleyici tedbirlere ilişkin verilerin de kişisel verilerin korunmasına ilişkin yürürlükteki standartlara uygun olarak toplanması gerektiğini tavsiye etmektedir. Seminer bu önerilere dayanarak, daha iyi verinin, Türkiye'de şiddetin önlenmesi ve kadın mağdurların ve şiddetten kurtulanların korunmasını nasıl iyileştirebileceğine dair bir tartışma platformu oluşturmuştur.
Beş yabancı uzman ve uygulayıcı, İstanbul Sözleşmesi ve (108 Sayılı Sözleşme olarak bilinen) Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması Sözleşmesi gibi Avrupa Konseyi sözleşmeleri kapsamında veri toplamaya ilişkin kılavuz ilkeler ve standartlar konusundaki uzmanlıklarını paylaşmıştır.
Örneğin, Avusturya'da mağdur ve failin cinsiyeti; yaşları; ilişkileri; şiddetin türü ve coğrafi konum, kamu yetkilileri tarafından toplanması gereken minimum veri olarak dikkate alınmaktadır. “Veri toplama ve paylaşımında kurumlararası yaklaşımlar” konulu oturumda, Avusturya ve İsveç gibi iki ülke örneği ve mağdurlara etkin koruma ve destek sunma üzerine umut veren uygulamalar derinlemesine incelenmiştir.
Kilit yetkililer, şiddeti önlemek ve mağdurları korumak için daha uyumlu veri toplama ve paylaşımına yönelik zorluklar ve olası çözümler hakkında görüş alışverişinde bulunmuştur. Adalet Bakanlığı Mağdur Hakları Daire Başkanı Meral Gökkaya, Türkiye'de kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik “daha kapsamlı ve entegre adli veri toplamayı desteklemek için” yaptıkları çalışmalara atıfta bulunmuştur.
Seminerin ardından, Türkiye'de kadına yönelik şiddetle ilgili idari makamlarca veri toplamanın nasıl güçlendirileceğine dair somut tavsiyeleri içeren bir rapor hazırlanacaktır.
Etkinlik, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ortak programı "Batı Balkanlar ve Türkiye için Yatay Destek 2019-2022" kapsamında uygulanan “Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddete Karşı Kapsamlı Kurumsal Müdahale Geliştirme" projesinin bir parçası olarak düzenlenmiştir.
Şiddet, kadınların insan haklarını kullanmalarını engeller; yaşam, güvenlik, özgürlük ve haysiyet gibi temel haklarının yanı sıra fiziksel ve duygusal sağlıklarını ihlal eder. 2014 yılında ülke çapında yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de kadınların üçte biri (%36) hayatlarının bir döneminde yakınları tarafından fiziksel şiddete maruz kalmaktadır ve kadınların% 44'ü bunu kimseye söylememektedir. Bu gizli ama yaygın olguya etkili bir şekilde yanıt verebilmek için, temel kamu hizmetlerini sunan profesyonellerin kadına yönelik şiddetle ilgili verileri toplamaları gerekmektedir.