Davaya ilişkin genel bilgiler
Lihtenştayn prensi Hans-Adam II, hukukçu Herbert Wille’nin kendisinden farklı bir görüşü dile getirmesinin ardından hukuk adamına bir daha asla kamu görevi verilmeyeceğine dair yemin etti.
1995’te, Dr Wille halka açık olarak düzenlenen bir konferansta prens ile halk arasında bir anlaşmazlık çıkması halinde son kararı ülkenin anayasa mahkemesinin vermesi gerektiğini söyledi.
Prens bu konferanstan haberdar olduktan sonra Dr Wille’ye bir mektup yazarak onu anayasaya aykırı görüşlere sahip olmakla ve bu nedenle kamu görevi için uygun olmamakla suçladı.
Prens mektubunda 1992’de ortaya çıkan bir anayasa krizi sırasında, eski bir politikacı olan Dr Wille ile liderliğini yaptığı hükümet arasında yaşanan eski bir tartışmayı da hatırlattı.
Dr Wille anayasaya karşı olduğunu reddetti. Prensin kendisini görüşleri nedeniyle kamu görevinden men etmek üzere ettiği yeminin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (“AİHS”) kapsamındaki özgür konuşma hakkıyla çakıştığını düşünüyordu.
1997’de, Dr Wille’nin Lihtenştayn idare mahkemesi başkanlığı görevi sona erdi. Meclis onu tekrar bu göreve getirmeye karar verdi -ancak prens meclisin bu önerisini reddetti.